Medya Merkezi

Medya Merkezi
Yönetim Kurulu Başkanı Perihan İnci Boğaziçi Üniversitesi'ndeydi

Yönetim Kurulu Başkanı Perihan İnci Boğaziçi Üniversitesi'ndeydi

2 Temmuz 2017

Yönetim Kurulu Başkanımız Boğaziçi Üniversitesi Türkiye Ekonomisi’ne Yön Veren Kadın Aktörler Paneline Konuşmacı Olarak Katıldı.

 

İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Perihan İnci, 9 Nisan 2013 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Zirvesi kapsamında “Türkiye Ekonomisi’ne Yön Veren Kadın Aktörler Paneli”ne konuşmacı olarak katıldı.

 

Konuşmasına İnci Holding şirketlerini rakamlarla tanıtarak başlayan Perihan İnci, kendi iş serüveninden söz ederken, “Kadın olmanın değer olduğu bir bölgede, bir ailede büyüdüm. Bizim ailemizde annemin de çok büyük desteği ile 5 kız kardeşin hepsi de iyi eğitim aldı ve iş dünyasında söz sahibi oldu. Anne modelinin çok önemli olduğuna inanıyorum. Çocuklarını, oğlan olsun kız olsun yetiştiren anneler. Öncelikle kız çocuklarının erkek çocukları kadar çalışması gerektiğini ve başarılı olacağı inancını çocuklar daha büyürken kafalara yerleştirecek olan annedir. Oğlan çocuklarına da kız çocukların da iş hayatında olması gerektiği, evleneceği kızların çalışması gerektiği düşüncesi anneler tarafından öğretilmelidir. Annemiz her zaman kadının eğitimine ve çalışmasına çok önem verirdi. ‘Size çeyiz değil, iyi bir diploma vereceğim’ derdi. Babamız da bunu destekledi ve bizlerin yanında yetişmesine fırsat tanıdı. Birçok iş sahibinde erkek çocuk yoksa işinin devam edemeyeceği, kız çocuklarının işlerini devralamayacağı görüşü yaygındır. Bu nedenle de nice 25-30 yıllık, büyük emekler harcanarak var edilmiş, ekonomimize katma değer yaratan şirketler yok olup gidiyor. Oysa İnci Holding bu görüşün aksini kanıtlayan bir örnektir.” dedi.

 

Çalışma hayatında kadın olduğu için bir sıkıntı yaşamadığını, çoğu zaman saygı gördüğünü ifade ederek, ” Yurt dışında kadın olduğum için şüpheyle yaklaşılmasına daha fazla tanık oldum. Yine kadın olduğum için daha fazla ön yargıyla mücadele ettim. Üstelik eğitim düzeyi yüksek insanlar arasında. Yani kadın yöneticiye bakış açısı aslında ülkemizde diğer ülkelerden ne daha iyi ne daha kötü.” dedi.

 

Sözlerine,

 

“Şu hataya düşmeyelim:

 

Sadece kadın yöneticiler veya sadece erkek yöneticiler. En iyi sonuç her iki cinsiyetin dengeli bir şekilde yer aldığı yönetimler daha başarılı olacaktır.” şeklinde devam eden İnci, son yıllarda özellikle 2008 krizi sonrası neden kadın bu kadar ön plana çıktı, çıkarıldı sorusuna cevap aradı:

 

“Türkiye ve dünya ülkeleri ortada zorlayıcı sebepler olmasa ya da çözümlerin ucu kadına dayanmasa bu kadar çok kadını ön plana çıkarır mıydı?

 

Kadın işgücünün arttırılması demografik problemler nedeniyle gerekiyor.

Kadınlar krizlerde ve genelde daha başarılı oldukları örneklerle ortaya kondu.

Kadının satın alma gücü arttıkça, tüketim kararlarında daha etkin oluyor ve yelpazeyi genişletiyor. Bu ekonomilerin yeniden dengelenmesi için önemli.”

 

Ekonomist Dergisi’nin Türkiye Ekonomisine Yön Veren 50 Kadın Yönetici araştırmasının sonuçlarından bahseden Perihan İnci, Thornton’un 2011 yılı verilerine göre Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 29 olsa da kadın yönetici sayısının yüzde 31’lerde olduğu görülüyor. Bu yüzde ile dünya ortalaması olan yüzde 21’i geçmiş görünüyoruz. Ancak basamaklar yükseldikçe ‘kadın sayısı’ azalıyor.

 

Hay Group’un 625 şirketin son beş yıllık verilerini inceleyerek yaptığı araştırmaya göre kadınlar daha çok orta düzey yönetici olarak şirketlerde yer alıyor. Araştırmaya konu 625 şirkette orta düzey yöneticilerin yüzde 23’ü kadınken, üst düzey yönetici kadın oranının yüzde 11 olduğu görülüyor. Düşük gibi gözükse de bu oran, dünya ortalamasının bir hayli üzerinde. Orta kademeden CEO, Ülke Müdürü veya Genel Müdür pozisyonuna geçişte ise sıkıntı söz konusu. Kısacası kadınlar tam bu noktada bir cam tavan sendromu yaşıyorlar.

 

100 Kadın CEO araştırmasında yer alan kadın yöneticilerin yüzde 75’inin uluslararası ya da yabancı ortağı olan şirketlerde çalıştığı görülüyor. Hatta en büyük ciroları yöneten kadın CEO da bu tarz yapıların başında. İnci, ayrıca kadın yöneticilerin %60’ının iş hayatında evlilik ve çocuk nedeni ile işe ve kariyere verilen aralar, tempolu veya fazla seyahatli işlerin evle iş arasında yarattığı denge problemi dolayısıyla zorluk yaşadığını ifade etti.

 

 Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 29 olduğunu, bunun da dünya ortalaması olan yüzde 21’i geçtiğini söyledi.

 

Perihan İnci Yönetim Kurulunda 5 kadın yöneticisi olan bir şirketin kadın Yönetim Kurulu Başkanı olarak ayrıcalıklı hissettiğini ifade etti ve sözlerine şöyle devam etti;

 

“ Türkiye’de CEO pozisyonundaki kadın oranı yüzde 12. Finlandiya, yüzde 13’lük oranıyla kadın CEO oranlarında birinci sırada. Dünya ortalamasında kadın CEO oranı rakamı yüzde 5 iken Türkiye’de %11 seviyesine gelinmiş olması sevindirici görünse de kadın istihdamı açısından dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinin gerisindeyiz.

 

Dünyada kadın lider avarajı %21. Latin Amerika %24, Avrupa’da %28, Asya’da %21, ve Kuzey Amerika’da senior management seviyesinde sadece %18. Avrupa komisyonunun büyük, halka açık şirketlerde non-executive YK üyelerinin 2020’de %40’a ulaşması gerektiği ile ilgili teklifi var. Bunun için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması şart. Norveç bu konuda iyi bir örnek, yasal düzenlemelerden sonra 2002’de %7 olan oran 2012 %40’a çıkmış. Ancak yetişmiş yeteri kadar kadın üst düzey yönetici olmadığından 70 kadının 300 YK da görev yaptığı saptanmış. Bu da alt kademelerden kadın yönetici yetiştirmeye odaklanılması gerektiğini ortaya koyuyor. Hükümetlerin ve şirketlerin kurumsal yapısının bu konuda dikkatine ve çalışmasına ihtiyaç duyuluyor. Bunun yanı sıra sektörel birliklerin çalışmaları daha kuvvetli bir altyapı oluşturulması için çalışmalı. Kadın lider geliştirme stratejileri oluşturulması gerkiyor. En önemlisi kadınların bu derece geride kalmalarına sebep olan  zihinsel bariyerlerin iyi anlaşılarak, politikaların kültür ve dil açısından geliştirilmesi gerekli.

 

Tüm bu stratejileri geliştirme çabalarının arkasındaki en büyük nedenlerden biri Avrupa gibi genç nüfusun giderek azaldığı coğrafyalarda kadın işgücünü ekonomiye kazandırmaktır. Zira işgücü oranları bu günkü seviyelerde kaldığında, işgücündeki kayıp %14’leri bulacaktır. Doğum oranlarını arttırmak için daha uzun doğum izni, babalara doğum izni, esnek çalışma saatleri uygulanarak kadın işgücü ekonomilere kazandırılmaya çalışılmaktadır. Doğu Asya’da 100 çalışan erkeğe karşılık 83 kadın çalışan vardır ve bu oran OECD ülke ortalamalarının üzerindedir.

 

Daralan veya duran nüfus artışına rağmen, işgücüne kadın katılım düzeylerinin arttırılması ile gelişmiş ülkelerde büyüme artacaktır.

 

Benzer şekilde, gelişmekte olan ülkelerde erkek çocuklar kadar kız çocuklarının eğitimine yatırım ya da işgücüne katılımlarının büyük ekonomik ve sosyal geri dönüşü olacaktır.

 

İnsan sermayesi rekabet avantajı sağlamanın en büyük kaynağı olurken ve demografik krizlerle yüksek vasıflı çalışanların havuzu küçülürken, kadınların işgücüne almak güzel, ulvi bir ideal olmanın ötesinde artık bir zorunluluk haline gelmiştir.

 

Credit Suisse’in 2500 şirket üzerinde yaptığı araştırmada 2005’ten beri YK da 1 kadın üye bulunan şirketlerin, kadın üye bulunmayanlara göre %26 daha iyi performans gösterdikleri belirlenmiş.

 

Çünkü kadınlar organizasyonal etkinlikte daha iyi skorlara sahipler, tartışmalara daha açık olma eğilimindeler ve varlıkları farklı fikirlerin ortaya konmasını sağlayarak daha iyi kararlar alınmasına sebep oluyor. Kadın liderler tarafından yürütülen şirketler ise %4 daha iyi büyüme ve özkaynak karlılığı sağlamaktalar. Kadın liderlere sahip olmanın açık faydalarına rağmen geliştirilmesi gerekiyor.

 

Bu nedenle dünyanın pek çok ülkesinde kızların eğitiminde ilerleme kaydedilirken üniversite eğitimi alan kadınlarımız nerede?

 

Türkiyedeki istatistiklere baktığımızda nüfusumuzun %49,8 (37.671.216) kadın.

 

5.556.504 milyon kadın işgücüne katılıyor, burada her tür öğretimli kadın var.

 

2.512.880. kadın yüksek öğretimli.

 

Bu rakamlar üniversite mezunu kadınlarımızın çoğunun çalışmadığının ipuçlarını bize veriyor, neden çalışmıyorlar, çalışamıyorlar? Kızlarını üniversite mezunu olarak yetişmesi için aileler ve bu ülke bir bedel ödüyor.Bu kadınlarımızın tamamının mutlaka aktif iş gücüne katılımları gerekir”. dedi.

 

Perihan İnci; gençlere mutlu olacakları işlerde çalışacakları şekilde eğitim almalarını ve kendilerini yetiştirmelerini tavsiye ederek konuşmasını sonlandırdı.


Sosyal Medya'da Paylaş


Son Haberlerimiz